Ana içeriğe atla

Kayıtlar

6. BÖLÜM

            Yaklaşık iki asır önce Phellina Kıtası felaketi meydana geldi. Poggyra şehrinde yasadışı yollarla birtakım düşünce deneyleri yapılmaya başlandı. Poggyra’da kurulan melez örgüt tarafından yürütülen bu deneyler insan hayatını hiçe saydığı için etik bulunmadı ve yönetim tarafından engellenmeye çalışıldı. Fakat örgüt, yönetimin uyarılarını dinlemedi ve örgüte daha çok insan dahil etmek için haftalarca insanları yöneterek protesto yaptırdı. Protestanlar tutuklandığında hiçbirinin bilincinin yerinde olmadığı öğrenildi. Bu, melez örgütün yürüttüğü ilk büyük operasyondu. İnsan bilincinin yönetilebildiği gerçeğini yönetime tehdit yoluyla gösterme girişimiydi. Her geçen gün örgütün üye sayısı artıyordu. Yönetim bunu engelleyemedi ve bunun sonucunda halk isyan etmeye başladı. Büyük bir ordu kurularak tüm örgüt üyelerinin yakalanması kararı alındı. Fakat örgüt o kadar organize bir hale gelmeye başlamıştı ki herkes birbirini hissedebiliyor ve kimin tehlikede olduğunu anlayabiliyorlard
En son yayınlar

5. BÖLÜM

            Düşünce tehlikelidir. Eğer ona hükmedemezsen seni ele geçirir ve senin kralın olmasına izin vermek zorunda kalırsın. Düşünce mi bilinçaltını oluşturur yoksa bilinçaltı mı düşünceyi meydana getirir? Benim kralım olmana izin vermeseydim yine de bana hükmetmek için çabalar mıydın? Eğer sana isim vermeseydim yine de seni önemsediğimi düşünür müydün? Pozitivist biri olmam gerektiği halde düşüncenin beni yönetmesine izin veriyorum. Aklıma gelen herhangi spesifik bir düşüncenin sebebini biliyorum. Eğer biri aklıma gelirse o kişi o anda beni düşünüyordur. Eğer bir olayı düşünüyorsam o olay, zaman çarkımı yönetiyor demektir. Bu tamamen enerji ile ilgili. Zaman karmaşası yaşıyorum genelde. Benim için tek bir zaman çizgisi var. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman tek bir düzlemde meydana geliyor. Asla ayrı değiller, aksine hepsi aynılar. Geleceğim bu sayede geleceğin geçmişi olan şimdiki zamana enerji aktarımı yapabiliyor. Dejavu yaşıyorsam bunun sebebi gelecekte geçmişi çok düşünmem

4. BÖLÜM

            Yalnızca kendimi kandırıyorum. Asla normal bir hayata sahip olamayacak olmam beni çok da üzmüyor aslında ama sana söz geçirmeyi hayal ederek kendimi kandırmayı bırakmam gerektiğinin de farkındayım. Şimdilik gereken tek şey bu şekilde yaşamaya alışmak…             Leeroy’un suratındaki nefreti rahatlıkla görebiliyorum. Kendime ve sana çok fazla güvendim ve bunun cezanı çekmeye hazırım. Hallesia, Leeroy’a dediğimi doğrulatmış olmalı… “Seni dinliyorum Wollart.” En sevmediğim şey başlangıç konuşmasının bana bırakılması… İki tip insan olduğunu düşünürüm bu konuda: Dinleyici ve konuşmacı… Ben ise dinleyiciyim. “Yalan söylediğim için özür dilerim, sadece kime güvenmem gerektiğini bilemiyorum.” Şimdilik onun tarafındaymışım gibi konuşmak en iyi seçim olacaktır. Acaba Hallesia ile nasıl ve neden barıştılar? Leeroy’un ihanetinden sonra Hallesia’nın asla onunla konuşmak istemeyeceğini düşünmüştüm. Gözlerini sürekli kırpmasından ve derin nefes almasıyla omzunun yukarı aşağı

3. BÖLÜM

            Böylesine gruplaşmaların olduğu bir dünyada elimdeki seçenekleri reddedip herhangi bir gruba katılmak istemezsem ne yapmam gerekiyor? Sürekli birilerinin çıkıp bize katıl demesinden çok rahatsız olmaya başlıyorum. Kendimi bilim kurgu karakteri gibi hissetmeme sebep oluyor bu durum. Ama gerçek dünya çok daha farklı değil mi? Ya da bilim kurgu sanıldığı kadar kurgu değil… Cevap ne olursa olsun kendime kısa süre içinde takım bulmam gerektiğini ikimiz de biliyoruz. En azından kendime karşı dürüstüm…                  Haftayı üç bölüme ayırdım ve her bölümde farklı programları takip ediyorum. Üç gün şafak vaktinde evden çıkıp ıssız ve gün ışığından bihaber olan sokaklarda tek başıma yürüyorum. Eve döndükten sonra kahvaltımı yapıyorum. Sonrasında doğaçlama yapıyorum. Ama karanlıkta yalnız olmak ve düşüncelerimizle beraber yürümek seni mutlu ettiği kadar beni de mutlu ediyor. Haftanın iki günü boyunca evde olmuyorum. Bunun sebebi takip edilme riskine karşı farklı yerlerde zaman

2. BÖLÜM

Mallowshore’da büyümemin en büyük avantajı kedileri sevmem oldu sanırım. Küçükken annemle çok tartışır, rahatlamak için kuzeydeki kedi parkına giderdim. Nedense beni anlayabilen tek varlığın kediler olduğunu düşünüyorum. Psişik algılarının çok yüksek olduğunu düşünürsek çok da saçma bir düşünce sayılmaz herhalde …             Eve giderken yolda gördüğüm insanların hayatlarını çözmeye çalışmaya devam ediyorum. Her biri o kadar boş ve monoton hayatlar ki … Ne için yaşadığından emin olmadığı halde başkalarının hayatını sömüren onlarca saygısız insan görüyorum. Sence bunlar gibi insanların varlığına alışmam doğru bir şey mi?   İnsanları değiştirmeye çalışmanın yanlış bir davranış olduğunu ve onları olduğu gibi kabullenmenin doğru olduğunu bildiğim halde bazı hayatların olmamasını dileyebilecek kadar bencil bir insanım.             Herkesin bir kurtarıcısı olduğunu düşündüm hep. Gerekse bir insan gerekse bir ideoloji… Ama her zaman bir kurtarıcı vardır ve hayat sana kurtarıcınla karşı

1. BÖLÜM

Gün geçtikçe kendi oluşturduğum gerçekliklerde kayboluyorum. Hayatım o kadar sanal bir hal almaya başladı ki güne başladığımda takmam gereken maskeyi artık seçemiyorum. Çok fazla maskeye sahip olmamın dezavantajı sanırım bir gün o maskelerde kaybolmak ve asıl gerçeği unutmak…   Çevremdeki herkes benim bir yanılsamamdan ibaret. Az önce yanından geçtiğim kadın bile senin oluşturduğun bir bilinçaltı projeksiyonunun olabilir. Birinin kolumdan tuttuğunu hissediyorum. Gerçek mi yoksa yine bana oyun mu oynuyorsun? Yaşanmış sandığım olaylar aslında senin bana oynadığın hafıza oyunları sonucu mu meydana geliyor? Kolumdaki baskının arttığını hissederek gözlerimi açıyorum ve Hallesia’nın meraklı ve bir o kadar da endişeli gözleriyle karşılaşıyorum. Gördüğüm surat ifadesinden anladığım kadarıyla yine seninle konuşmaya daldım ve gerçeklikten uzaklaştım. “Yine mi hayal alemindesin?” diye sordu Hallesia titreyen sesiyle. Beni niye bu kadar önemsediğini anlamıyorum nedense. Onlara katılmak istemed

GİRİŞ

Hallesia’ya peşimden gelmemesini söyledim ama beni dinlemedi ve beni hala takip ediyor. Gittiğim yerleri, görüştüğüm kişileri öğrenmesini istemiyorum. Yolda hızlıca yürüyorum. Yanlarından geçtiğim yüzlerce insanın boş bakışlarının ardında saklanan duygularını görebiliyorum. Hepsi bilinçaltımda beni ele geçirmek isteyen anomalilerden ibaret. Hallesia da yolda gördüğüm insanlardan çok farklı sayılmaz. Kırmızı şapkasıyla örttüğü sarı saçlarına takılı olan turkuaz kurdeleden ve siyah deri ceketinin sağ kolunda olan buruşukluğundan ne kadar sabırsız ve çocuk ruhlu olduğunu anlamak zor değil. Ama onun da benim gibi farklı bir özelliği mevcut: Aşırı derecede merak ... Muhtemelen insanlarla konuşurken cümlenin sonunu getirmeyi sabredemediğinden sol eliyle sağ kolunu sıkıyor ve bu da deri ceketinin kolunun buruşmasına sebep oluyor. Sürekli peşimde ve beni öğrenmek istiyor. İnsanlarla iletişim kurmaktan nefret ettiğim için bana ulaşmasını asla istememiştim fakat son derece meraklı ve ben onun